Hepimiz hep en mükemmel halimizde görünmek isteriz. Peki, en mükemmel halimize ulaşmak ve hep orada kalabilmek için ne yapıyoruz? Belki haftada 2-3 gün spor yapıyor, her gün duş alıyor, kokular sürüyor, ütülü ve lekesiz kıyafetler giymeye özen gösteriyoruz. Böylece temiz ve sağlıklı olduğunuzu düşünüyoruz. Gerçek temizlik için bu yaptıklarımız yeterli mi?

Kırılan kalbinizin ya da olumsuz düşüncelerinizin ruhunuzda yarattığı lekeleri nasıl temizliyorsunuz? Her ne şekilde olursa olsun kirlenen vücudumuzda toksinler oluşuyor ve bu toksinler bizim yaşam bağlarımızı zayıflatıyor.

Detoks, vücudumuza çeşitli yollarla giren ve atık madde olarak dışarı atılmayı bekleyen zararlı toksinlerden kurtulmak, arınmaktır. Gerçek temizlik için vücudumuza yerleşen bu toksinlere savaş açmamız gerekiyor. Detoks, en az 4 gün (ideali 7 gün) sürüyor. Her yıl 1-2 kere yapılmasında fayda var. Şayet bu toksinler atılmazsa günden güne güçlenerek hastalıklara dönüşüyor. Çoğumuz ancak hastalandığımızda bir şeylerin yanlış olduğunun farkına varırız, o zaman da geç kalmış oluruz. Detoks vücudumuzun hastalığa yakalanmadan önce hastalıklardan korunmak için gereklidir.

Son zamanlarda neden detokstan bahseder olduk? İlkçağlardaki insan bedeni nasıldı? Hatırlayalım; taze sebze, meyve tüketen, ağaçlardan topladığı yemişleri yiyen ve ilkel silahlarıyla avlayabildiği et, tavuk ve balık tüketen bedenlerdi. Aynı zamanda uzun yürüyüşler yapıp temiz hava soluyorlardı. Cep telefonunu, döviz kurlarını, trafik ve stresle tanışmamıştı. O günlerden yakın geçmişe kadar da bedenlerimiz kendisine zararlı olan toksinlerden karaciğer, böbrekler, bağırsaklar, solunum yolu, ter ve deri yardımıyla atarak temizlenme ve kendisini arındırma kapasitesine sahipti. Peki ne değişti?

Endüstrinin giderek gelişmesiyle artan toksinler, insan metabolizmasının kendini temizleme kapasitesinden çok daha hızlı bir şekilde birikime yol açmaya başladı. Yediğimiz hormonlu gıdalar, soluduğumuz oksijensiz hava, içtiğimiz yanlış sular sonucunda organizmamız kendini temizleyemez hale geldi.

Bunun sonucunda vücudumuzun PH dengesi bozuldu; alkalik ortamdan asidik ortama doğru bir değişim yaşadık. Ve mükemmel vücudumuz da bizi korumak için oluşan bu asitleri yağ hücrelerinin içine hapsetmeye başladı. Biz de farkında olmadan bu atıkları taşımaya başladık. Zaman içinde de kilo almış, iç organları yağlanmış, metabolizması yavaşlamış, ruh sağlığı bozulmuş, günden güne yaşlanan bedenler haline geldik.

Detoksa İhtiyacınız Olduğunu Gösteren İşaretler nelerdir?

Aşağıdaki sorulardan birine evet diyorsanız veya birini yapıyorsanız detoksa ihtiyacınız var demektir.

• Alkol, sigara, uyuşturucu, gereksiz ve fazla kimyasal ilaç ve madde kullanıyor musunuz?
• Hormonlu ve katkılı yiyecekler yiyor musunuz?
• Hava kirliliği, gözle görülmeyen elektromanyetik kirlilik, kirli içme suyu, ağır metal zehirlenmelere maruz kalıyor musunuz?
• Ara sıra da olsa düzensiz beslenme ve ona bağlı fazla kilo alımı, şişmanlık, aşırı hareketsizlik, yetersiz uyku, aşırı yorgunluk gibi durumlar yaşıyor musunuz?
• Uzun uçak yolculukları yapıyor musunuz?
• Yalan, kin, aşırı kıskançlık, maddeye bağımlılık, aşırı hırs, sevgisizlik, depresyon ve her tür olumsuz duyguları hissediyor musunuz?
• Vücudunuzda bu belirtiler var mı: Nedeni saptanılmayan ağrı (özellikle baş ağrıları) şişkinlik, halsizlik, yorgunluk, kilo artışı, sabah uykudan zor uyanma, gözlerde kaşınma, ağız kokusu…
• Bağışıklık sisteminin zayıfladığını sık hastalanma, öksürük, göğüs hırıltısı, baş dönmesi, boyun tutulması gibi belirtiler var mı?...
• Selülit, aşırı kırışıklık, ödem, karın ve bel bölgesinde şişkinlik, apse, vücutta yağ oluşumu gibi gözle görülür değişimler var mı?
• Damar sertliği, taşlar ve kireçlenme gibi iç organlarla ilgili sorunlarda artış var mı?

Toksinler nasıl oluşuyor?

Çevre kirliliği söz konusu olmasa bile insan vücudu sindirim ve metabolizmanın doğal yan ürünleri olarak iç toksinler üretir. Glikoz ve oksijen, enerji üretmek üzere hücrelerde yakıldıkları zaman asitli artıklar ve karbondioksit gibi diğer zehirli yan ürünler ortaya çıkar. Örneğin laktik asit kas çalışmasının sonucu ortaya çıkan bir toksin atıktır. Zarar gören hücreler yerini almak üzere yeni hücreler oluştuğunda, eski hücreler enzimler tarafından parçalanıp eritilirler ve bu hücresel enkaz vücuttan atılması gereken bir zehirli atığa dönüşür.

Yani en masum halimizde, spor yaparken, yemek yerken, nefes alırken, toksin oluşumunu durduramayız. Toksin oluşması yaşamımızın bir parçasıdır.

Toksinlerden arınmanın faydası nedir?

Temiz bir evde oturmanın faydası ne ise detoks yapmanın faydasını da buna benzetebiliriz. Toksinleri atarak hastalanmaktan kurtulur, sağlıklı oluruz.

Toksinler kan ve doku kirliliği oluşturur. Kan kirliliği de mikroplar için gerekli olan üreme ortamını yaratır. Hastalıklardan kurtulmanın ilk ve tek kuralı kan zehirlenmesinden kurtulmaktır. Çünkü hastalığın sebebi kanın normal seviyesinin üzerinde toksin yüklenmesidir.

Saba Deniz